- güçlü\ rüzgar
- си́льный ве́тер
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
fırtına — is., İt. fortuna 1) Rüzgâr çizelgesinde hızı 34 40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr 2) Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapaklanmak — nsz 1) Ayağı takılıp yüzüstü düşmek Sofraya ağzı aşağı kapaklanmıştı. Y. Kemal 2) den. Yelkenli tekne güçlü rüzgâr veya ansızın gelen sağanak etkisiyle devrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
burağan — is. Güçlü esen rüzgâr … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış güçler — is., ç. 1) Ekonomi ve politika açısından güçlü devletler 2) coğ. Mekanik parçalanma, kimyasal ayrışma, rüzgâr, dalga, akarsu ve buzulların etkileri gibi kökenleri güneş enerjisine dayanan güçlerin veya etkenlerin bütünü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuvvetli — sf. 1) Gücü çok olan, zorlu, şiddetli Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor. H. E. Adıvar 2) Sağlam, dayanıklı olan Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli gürbüz yüzü, ensesi güneşten yanmış sporcu. Ö. Seyfettin 3) Görevini iyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sökmek — i, er 1) Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür. Y. Kemal 2) Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak Makineyi sökmek. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakmak — 1. nsz, ar Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek Kına yakmak. Yakı yakmak. 2. i, ar 1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. F. R. Atay 2) Ateşle yok etmek Çöpleri yakmak. 3) Işık… … Çağatay Osmanlı Sözlük